Eğri oturalım doğru konuşalım bu oyunu çok konuşacağız. Bir oyunda böyle atmosfer bulmak zor. (Hatta bence böyle bir ev kurmak deli işi.) :) Dracula'nın evinde olmadığınızı düşünmek imkansız. Perdesinden, koltuğuna, geçitlerinden, aksesuarlarına, fon müziklerinden, ışığına ve hatta kokusuna dek her türlü ince detay düşünülerek hazırlanmış bir atmosfer var bu evde. Sırf bu kadarını görme ayrıcalığı için bile gidilebilecekken ev, tek bir rakamlı kilit içermeyen ve baştan sona her yerine serpiştirilmiş mekanik aksamı ile benzerleri arasında çıtayı yükseltiyor. Peki işin korku/gerilim boyutu ne? Bir kere bu ev korku evi değil (ev sahibimiz de aynı görüşte). Gerilim evi. Ama sanmayın ki korkan bir bünyeyseniz bu evde elinizi kolunuzu sallayarak, sıkılarak gezersiniz. Aksine bolca korkacağınız ve havaya kaptıracağınız bir senaryo sizleri bekliyor. Yol boyunca önünüze çıkanları okumalı ve istenilenleri yapmalısınız (Sıkıysa yapmayın, Efendi keser alimallah!). :) Bu arada korkuyla hiç işi olmayan, gerilimi de oyun iyiyse çekebilen ekibimizin ricası üzerine oyundaki gerilim dozunun azaltıldığını da belirteyim. (Bizim için harika bir deneyim oldu bu ayrıntı. Her gerilim oyununun dozu böyle 2 dakikada evrilemez malum.) Aynı bünyedeyseniz randevu alırken konuşup bizim gibi orta yol bulup, bulmacaların tadına varabilirsiniz. Mekanik aksam dominasyonu olduğundan olsa gerek bana bulmacalar nispeten kolay geldi. Yine de gayet özgün ve senaryoya uygun gidişatı ile bayıla bayıla çözdük. x'i çözünce y'nin zıplaması, z'den bir şeyin çıkması yüzünden her bulmaca çözümünde etrafımıza bakınma halimizi izlemek eminim ki yöneticimizi çok eğlendirmiştir. Mekanik aksam seven bir ikili olarak şekerci dükkanındaki çocuklar gibiydik. :))
thekamoyBu arada bu oyun, benim şu ana dek tek başına oynanmasına izin verildiğini gördüğüm ilk oyun. Ha, bir de bu oyunu 10 günlükken oynadık ama teknik hiçbir sorun yaşamadık, şurasının oturması gerek dediğimiz bir ayrıntı olmadı. Ona da şaşırdığımı belirtmeliyim. Hem oyundan önce, hem de oyun sonrası güzel ağırlaması ile de çiçeği burnunda ev sahibimiz gönlümüzü bir başka kazandı. Ancak sonrasında çektiği fotoğraf ve videoların en azından birini ilaç namına paylaşmış olsaydı ya da kendisine bıraktığım mesaj ve e-postalara bir dönüş yapmış olsaydı ne güzel olurdu. :(