Karanlık oyunları sevmeyen bir ekibiz. Hatta genellikle bunun yoğun kullanıldığı evler için "karanlığın ardına saklanarak zaman kaybettirme yöntemini tercih etmiş evler" deriz. Bir Numaralı Daire ise başından itirbaren öyle bir atmosferle girdi ki işin içine o karanlık temaya laf edemedik açıkçası. Senaryosuydu, dekoruydu derken "o karanlık bu oyuna gitmiş" dedik, dediğimize biz de şaşırdık. Ha elbette bize sorsanız aydınlıkta oynamayı tercih ederdik elbette ama şu andaki haline de laf atmayalım şimdi. :)
Bu durumu netleştirdiğimize göre işin bilmece bulmaca kısmına geçelim. Öyle "vay anasını!" dedirtecek bir bilmece/bulmaca türüne denk gelmedik. 1 yıllık bir evden de açıkçası böyle bir beklentimiz yoktu. Ama klişelerin doğru dürüst kullanıldığı, bu yüzden de sıkmayan bir ev olmuş. Görsel hafızanın ön planda olduğu, dağınıklığın içine oturtulmuş düzeni çözmek bizim hoşumuza giden bir meydan okuma oldu açıkçası.
İşin geriliminin de gayet tadında verildiğini düşünüyorum. Senaryoyu bilmeden kapısından girip, oyun boyunca ne olduğunu öğrenme tekniği sevdiğim bir teknik ve bu oyunda bunun bir gerçek hikaye ile örtüştüğünü bilerek ilerlemek işin lezzetini arttırıyor. Hikayenin oyuna güzel uyarlandığını düşünüyorum.
Ek süre verilerek oyunun dibini görebilmiş olmayı isterdim açıkçası ama yine de bizi kırmayıp devamında olan biteni paylaşan ev sahibimiz sağolsun neleri kaçırdığımızı bilerek çıktık kapısından. :)
Diyeceğim odur ki 4 kişiden az gitmeyin.