PİN…
Keman virtüözü bir babanın ve ressam bir annenin tek çocuğu… Notaların çığlıklara karıştığı bir evde büyüdü . Çocukluğundan annesinin hıçkırıkları , babasının öfkesi yükselirdi ne zaman düşünse… Yalnız bir çocuktu Pin. Konserler, sergiler derken hiçbir yerde arkadaşlık kurabilecek kadar uzun kalamamıştı. Bu yüzden oyun arkadaşlarını kendi zihninde yaratıyordu.
O gece o gemide gördüklerini ömrünce unutamayacak sanıyordu ama öyle olmadı !
-Anneeee!!
- …..
Pin artık yetimhanede tek başına bir çocuktu. Kitaplardı onu yalnızlığından kurtaran. Bu yüzdendi yetimhanedeki diğer çocukların acımasız şakalarına maruz kaldığı kalın camlı gözlükleri… Görmezden duymazdan geliyordu onları; ama bir gün…
-Ben yapmayalım dedim.
-Ama yaptım.
-Ben bir şey yapmadım ki!
Gözlerini açtığında başında uğultu halinde konuşan beyaz önlüklü insanlar vardı. Zihni bulanık, elleri kolları bağlıydı. Yaşadığı ve yaptığı her şeyi karanlık bir zihinde kaybetmişti. Bembeyaz sonsuz bir boşluk… Beyazlar içinde bir kadın gülümseyen… NOYA… Yeni hayatının ilk anısıydı bu… Hafıza kaybının şok tedavisinin yan etkisi olduğunu söylediler. “Zamanla parça parça hatırlayabilirsin ama belki de hatırlamaman senin için daha iyi…” Günler geçiyordu birbirinin aynı… Artık daha iyi hissediyordu kendisini, özellikle hemşire Noya’yı her gülümsetebildiğinde… Doktorlara göre de iyileşmişti artık.Bir gün hiç istemeden el salladı Noya’ ya, hastaneden ayrılırken..
Ve adım adım takip etmeye başladı Noya’yı… Bir süre sonra dikkat çektiğini fark edince kılık değiştirip takibe devam etti. Ama artık daha fazlasını istiyordu… Saatlerdir ağlamaktan kızarmış gözlerle Pin’e yalvarıyordu. Sonuç değişmedi, Pin çok emindi çünkü Noya’nın ona aşık olduğuna… Ağlayarak, bağırıp çağırarak geçen onlarca gün, Pin’i artık daha sabırsız, daha öfkeli ve daha saldırgan yapmıştı. Bir gece, yenilginin ağırlığını taşıyamayan Pin, istemeden, hem de hiç istemeden…
Bir tane, bir tane daha… Son ilacı içtiğinde zihni iyice bulanıklaşmıştı Pin’in.
-Korkuyor musun?
-Hem de çok!
-Ölecek miyiz?
-Yaşıyor muyuz ki ?
Bu karanlık zihnin şifrelerini çözüp kendine hazırladığı tuzaklardan kaçabilecek misiniz? Yoksa siz de onunla beraber bu zihnin içinde sonsuz boşluğa mı mahkum olacaksınız?
UNUTMA! SON ŞİFRE 112….